31 Ekim 2016 Pazartesi

Eyvallasız Kadınlar

EYVALLAH'sız KADINLAR vardır...
Eğer bir gün bir TANE'siyle karşılaşırsanız...
UNUTMAYIN....!
" O " bir zamanlar PAMUK kıvamındaydı. Unutmayın ki ..;
" SONUÇ varsa SEBEP " te vardır.......
KATILAŞMIŞ kadınlar vardır. Ve bilin ki '
Her şeye RAĞMEN,
SEVMELERİN EN GÜZELİ en YÜREKLİSİ ONLARA YAKIŞIR '..

Gönül

Gönül ustalık işidir ey gönlüm...
Gönlünü benliğinin önüne alamamış adam!
Ne taşıdığından habersiz!
Çırağı olamayacağın işlerin ustalığına soyunma sakın...
Gömme hırslarının karanlığına!
Değerinden habersiz olma...!
Kendi benliğin ile örtme gönlünü...
Gönlü anlamak...
Kendi gönlünü aşmakla başlar...
Ve köprü kurulur diğer gönüllere...
Kıldan ince, kılıçtan keskin...

30 Ekim 2016 Pazar

Cam Gibi

Cam Gibidir Kadınlar Elinizden Kaydırıp Kırarsanız Onları Bir Daha Eskisi Gibi Olmazlar.. Hasar Az Bile Olsa Dikkatli Hiçbir Gözden Kaçmaz Beceriksizce Yapılmış Tamirleri.. Artık Onu Baş Köşeye De Koysanız Kırıktır İşte.. Atlas Halılarla Döşeli Salonlarda Da Oturtsanız; Altın Sulara Da Bulasanız Kırıktır...Kaprisinden Değildir Düzelmeyişi.. Bazen Düzelmek İstese Bile, HASSASTIR CAM GİBİ YÜREĞİ
----(-@ROS£

27 Ekim 2016 Perşembe

SEVGİ

kusursuz bir ordunun donanımlı askerleri gibi değil, kaybede kaybede körleşmiş kılıcından başka,hiç bir şeyi olmayan yetim bir savaşcı gibi...yeniliyorum sana .
sen savaş sonrası ganimetleri toplarken ,
ben; yastığımdaki çukura,esir veriyorum.....
gözbebeğimdeki tebessüm güllerini.

26 Ekim 2016 Çarşamba

Kırmacaksın

Kırmayacaksın kimseni !...
Büyüktür , bilir , "seni düşünür" !...
Küçüktür , sevimlidir , "senin sevgine ihtiyacı vardır" !...
Boğazından geçeni , bilir ...yastıklarını koklarlar ...?
Sabah ; balı , tereyağını , yumurtanı nasıl yediğini izlerler ...
Koçum , Bebeğim ...nasıl da DOYDU ?...
Aferin benim bebeme ...Meleğime ...
Aferin ...
Nasıl da kocaman adam olmuş , hanım hanımcık , maaşallah !...
Süs bebeği olmalıyız !...
Saksıların kırıldığını , toprağın dağıldığını BİLMEMELİLER !...
GÜLMELİSİN hep !...
Öncedendi , düşünce "du bi öpim geçer" sözcükleri !...
Şimdi ...kanasan da SAKLANMALI "can yaraların" !...
Gülümsemelisin !...İyiyim , ACIMADI diyebilmeli dudakların ...
Dökülmüş olsa da katransı dişlerin , beyaz görünmeli ...
Aferin denmeli SANA hep !...
NE kadar güzel bir EVLAT BÜYÜTMÜŞSÜN ...denmeli ...
Aynı SEN !...denmeli ...
Dayısı ...Halası ...hık demiş burnundan gelmiş ...kendin mi ?...
Hiç kırılmamalısın !...hiç bir trip taşıyamaz YÜREKLERE ...
Gülüşmeli , oynaşmalı , HEP İYİ OLAMALISIN sen !...
SEN ?...
Herkesin derdi OLABİLİR ama sakın ben deme !...
ben ?...
Gül ...eğlendir ...mutlu et ...koskocaman aferin !...
Alkışlar içinde , gururla çarpan yüreklerin en kocamanısın sen !...
Sen ?...
"Seni seviyorum " diyen sözcükler ,
"Sana ihtiyacım var" ,
"Seni ÖZLEDİM" ""hayalleri ",
"Yaşamın sana değil , söyleyene ait !..".
diye okunur ...hep beklenen olursun ...
önemli değil ...
Hep merak ederler !...
İyimisin , aç mısın , yattığın yer sıcak mı ?...
Bir şeye ihtiyacın var mı ?...
Sen !...
Sen !...
Surat asma şimdi !...
Gül ... kırılma sakın ..."Senin sevgine ihtiyacı var DÜNYANIN !..."
Sen ?...
dedim ya ...gül ...iyi olduğunu hissettir ...bitti !...
Sen ?...yok !...
Gülücük :) ...

Sözlerim Firari Şu An...

Sözlerim Firari Şu An...
Kelimelerim, Sen Kokan Dizelerim...
Sözler Kaçıyor Bir Bir Sessizliğe...
Hüznün Yağmurunda Buluşuyor Ayrılığın Taneleri...
Kelimeler Hiç Olmadıkları Kadar Suskun, Şiiler Hiç Olmadıkları Kadar Yalnız...
Sanki Suskun Bir Bahar Yağmurusun, Çiseliyorsun Islak Gözlerimde...
Sanki Uçsuz Bucaksız Bir Rüzgarsın, Esiyorsun Nefesimde...
İklimime Sen Düşünce Ben Üşüyorum...
Soğuğunda Erirken, Bir Köz Oluyorum...
Susuyor Saatler, Zaman Terk Ediyor Beni...
Bense Hangi Mevsime Dönsem Sen Estiriyor Bu Şehir

24 Ekim 2016 Pazartesi

SİYAH

SİYAH
Bana aşkın rengini tarif et ..
Ama siyahtan uzak tut ..
Tutunduğum duvarlar misali soğuk ve karanlık olmasın ..
Zira yoruldu artık ellerim bilinmezlere dokunmaktan ..
Hiç göremediğim güneş misali sıcak ..
Kar tanesi misali aktan öte ak olsun ..
Çünkü benim ..
Benim sabahım da akşamım da siyahtan da öte ...
Avuç dolusu düşmeler üşümeler var yüreğimde ..
Diz kapaklarımda ki izlere de benzemesin ..
İçimi sağır eden sessiz çığlıklara nedenlere keşkelere de ..
Gerekirse beyaz yalanlar süsle ..
Hatta sen bana yalan söyle ..
Ama karanlık gözlerimden düşen aktan öte umutlarıma benzemesin ..
Çünkü benim ..
Sabahım da akşamım da siyahtan da öte ...
Çekinme ..
Biraz daha yaklaş ..
Hatta ellerimi tut ki huzurun mavisini hissedeyim ..
Sen takılma ve sakın acıma gözlerimin görmemesine ..
Aslında senden daha şanslıyım ..
En azından insanlıktan uzak insan görünümlülerin süretini bilmiyorum ..
En iyisi mi sen bana yağmurun rengini ..
Aşıklara dilek olan yıldızları anlat ..
Biliyor musun hiç sevenim olmadı ..
Ben aşkı şarkılardan bilirim ..
Toprağın kokusunu hissedip yağmurun nasıl yağdığını görememek gibi ..
Biliyor musun hayat bana körebe oyunu ..
Ben ise ömrümce ebe ..
Çünkü benim ..
Sabahım da akşamım da siyahtan da öte ...

21 Ekim 2016 Cuma

Hayatıma Girenler

Hayatıma girenler, hep küçük bir adımla ayak bastılar yüreğime.
Ne çok sevecek bir yürek vardı yanlarında, nede sevgimi taşıyabilecek omuz.
Ufacıktı verdikleri umut.
Ben ise Annem'den öğrenmiştim
yoktan var etmeyi, az'dan çok etmeyi.
O ufacık umutlarla kocaman hayaller kurdum mesela,
sundukları birazcık sevgiyi çok büyüttüm gözümde, gönlümde.
Bazen de yokken var ettim onları.
Sabretmeyi de öğretmişti Annem.
Var olduğumu hissettirecek kadar ama boğmayacak kadar bekledim onları bir kenarda.
Sessizce, umutla, sabırla.
Bana bıraktıkları umut kırıntılarıyla düşler kurdum,
yüreğimi isimleriyle süsledim.
Tek bir isteğim vardı oysa;
Bana geldiklerinde, yürekleri de akılları da arınmış olsun istedim.
Bir tutam sevgi,
biraz sadakat ve,
alabildiğince dürüstlük!
Çok güzel bir aşk çıkacaktı ortaya.
Ama beklediğim ya hiç gelmedi,
geldiyse de yarasını sarana kadar kaldı ve gitti.
Akılları ve yürekleri hep dünde kalarak geldiler, yarınlarımı çalarak gittiler.
Onlar farketmedi belki ama,
Yüreğimi isimleriyle süslediklerim birer bıçak izi bıraktılar kalbimde
altında kocaman imzalarıyla.
Şimdi elimde bir kürek,
Hayal kırıklıklarımı süpürüyorum tek tek.
Can kırıklarımı toparlıyorum yerlerden, ayaklarına batar da canları yanar diye!

Sözlerim Firari Şu An...

Sözlerim Firari Şu An...
Kelimelerim, Sen Kokan Dizelerim...
Sözler Kaçıyor Bir Bir Sessizliğe...
Hüznün Yağmurunda Buluşuyor Ayrılığın Taneleri...
Kelimeler Hiç Olmadıkları Kadar Suskun, Şiiler Hiç Olmadıkları Kadar Yalnız...
Sanki Suskun Bir Bahar Yağmurusun, Çiseliyorsun Islak Gözlerimde...
Sanki Uçsuz Bucaksız Bir Rüzgarsın, Esiyorsun Nefesimde...
İklimime Sen Düşünce Ben Üşüyorum...
Soğuğunda Erirken, Bir Köz Oluyorum...
Susuyor Saatler, Zaman Terk Ediyor Beni...
Bense Hangi Mevsime Dönsem Sen Estiriyor Bu Şehir

16 Ekim 2016 Pazar

Bir Kadın Güzel Olduğu İçin Sevilmez...

“Bir kadın güzel olduğu için sevilmez… 
Sevdiğin için güzeldir o. Sırf sen seviyorsun diye herkesten farklıdır, herkesten başka bakar gözleri… Senin 
ona verdiğin değer kadar anlamlıdır, sevdikçe daha da güzelleşip kıymetlenir. 
Bir kadının güzelliği bilmiyorum kaç para eder, ama 
sevdiğin kadının bir gülüşü dünyalara değer…”

12 Ekim 2016 Çarşamba

Seni Düşler Dururum...

Seni Düşler Dururum...
Etrafta Yalnızlık, İçime Düşen Bir Umut Çok Uzaklara, Sana Ait...
Yetmez Bunlar Hayatıma...
Özlüyorum Seni...
Gözlerimde Ağırlık...
Çözümlenemeyen Düğüm Boğazımdaki...
Seni İsterim Yorgun Akşamlarda Yere Düşen Gözyaşım Kadar...
Seni İsterim Gecemde, Gecelerime Çare...
Seni Düşlerim Soğukta Yanacak Kadar...
İçinde Ölecek Kadar...
Seni Sevecek Kadar...
Kelimelerin Arasında Boğulacak Kadar...

Bıraktım

Ben sırat köprüsünden
Acılarımı bağışlıyarak geçtim
Sevdaya dair ne varsa
Bıraktım
Uçurumun dibine
Günahlarımı sıvadım
Hüznümün penceresine
Sevaplarım sa
Rabbimle aramda asılı
Odamın sır perdesinde
Kimse bakmaz benim
Neyi ekip.
Neyi biçtiğime..

7 Ekim 2016 Cuma

Kelebek Misali

KELEBEK MİSALİ Bir kelebek olmak istiyorum Senin eşsiz aşk bahçende Gözlerimi açmak Senin sevginle yeşeren yapraklardan Senin şefkatinle büyüyen Çiçeklerden tatmak istiyorum Etrafında uçmayı Gönlümün bam telini titreten kokunu Her an duymayı istiyorum Sarsıcı rüzgarlarda sana sığınmayı Keskin soğuklarda ise O sıcacık tenine konmayı istiyorum Günün sonun da senin avucunun içinde Ölmeyi istiyorum. Bilirsinki kelebeğin ömrü bir gündür... Ben kelebek olmak istemiyorum Ben hayatımın her saniyesinde Seninle yaşamak istiyorum Ömrümün,nefesimin seninle Tükenmesini istiyorum Biliyorum yine ben göreceğim gözlerini Bir ben ben bakacağım içine Kimseler fark etmeyecek bile Tıpkı gözlerimi fark etmediğin gibi Ayak sesinden tanıyacağım seni Sessiz gelişinden anlayacağım Bir ben duyacağım ayak seslerini Ve yine yutkunacağım Yine salına salına geleceksin Bir ben alacağım kokunu Sadece benim hoşuma gidecek Herkes susacak sadece sen güleceksin Kimseler görmeyecek güldüğünü Duymayacak sesini Bir ben bileceğim neye güldüğünü Ve bir ben tahammmül edeceğim Senin gözlerine ve sevgine #YavusEsen

Hangisiydin

HANGİSİYDİN Aklımda hatıraların bakışların Gülüşlerin saklı gözlerimde Issız yalnız gecelerimde Şu yüreğim hasretinle Eriyip gidecek senin özleminle İnanmak istedik Yaşanmamış aşklara Varmıy dı gerçekten? Yoksa..... Bilinç altının bana oynadığı bir oyun mu? Gerçekleşmesini istediğim ulaşılmaz bir hayal mi? Kahredici bir duygu yanılması mı? Nereden nasıl geldiğini bilmediğim, Anlayamadığım bir his. Kimsin sen? Yaşamak isteyip de yaşayamadığım Farkında olmadan Yıllardır beklediğim mi? HANGİSİYDİN?

#YavusEsen

5 Ekim 2016 Çarşamba

Zamaniır Belki Gitmenin

Zamanıdır belkide gitmenin 
Solmuş bir gül bırakıyorum avuçlarına
Bak yine ne çok yakıştı
Buğulu gözlerime hüzün
Ve...ben yeniden yol alıyorum 
Yalnızlığın sokaklarına Gidiyorum
Sisli düşler arasına
Veryansın ederek tüm yaşananlara
Yakıp yıkarak yüreğimdeki gemileri
Demir alıyorum
Uçsuz bucaksız okyanuslara
Dönüşü yok bu gidişlerimin
Bir veda nın eşiğinde benliğim
Koca bir uçurum gibi şimdi sevmeler
Bir adım atsam kaybolacağım yokluğunda...

Deger

Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, değerli bir insan olmaya çalışın. Başarılı bir insan, hayattan verdiğinden fazlasını alır, değerli bir insan ise hayattan aldığından fazlasını verir.

Özlersin

Gün gelir şikâyetçi olduğun her şeyi özlersin.
Nefret ettiğini düşündüğün şeylerin aslında sevdiğin şeyler olduğunu fark edersin. İşte bunun adı pişmanlık... Eğer pişman olduğun şey bir daha düzeltemeyeceğin bir şeyse bu vicdan azabına dönüşür. Ve inan bununla asla baş edemezsin...
Yani bir hiç için hayatının insanını kaybetme. Çünkü bir kere kaybedersen, bir daha asla sahip olamazsın.
Yol girer araya...
Zaman girer...
Sonra başka birileri...
Sonra ne kadar pişman olursan ol, bir daha asla olmaz eskisi gibi...
Unutma ki nasip bir tanedir.
Sevdiği yanındayken şükretmeyi bilmeyeni,
Allah, ayrılınca “geri dönsün” diye yalvartmasını da bilir...

Zordur

Zordur özlemek birini…
Hele ki seviyorsa; sevdiği halde duymuyorsa sesini, sarılamıyorsa, dokunmuyorsa saçlarına…
Zordur özlemek, acıtır.
Çünkü özleyen adam sabah yüzünde yastık iziyle değil, yüreğinde tarifsiz bir sızıyla uyanır…”

4 Ekim 2016 Salı

Kaybolmak İstiyorum

Kaybolmak istiyorum ansızın,
Kıyıya vuran bir dalgaya tutunan deniz köpüğü gibi,
Kırmızı bir gül yaprağının üzerine tutunmuş çiğ damlası gibi,
Dertli bir gönülden gökyüzüne yükselen ince bir ah gibi,
Ömrüm gibi,
Silinip gitmek tüm yaşananlardan...

Seni Sensin Sevdim Ben

Seni sensiz sevmeyi öğrendim ben
Hiç silmedim görmediğim gözlerini hayalimden
Yokluğuna yazdım hep şiirlerimi
Mısralarıma serpiştirdim hayalini
Ve gözyaşlarıma saklarken hasretini
Varlığından uzaklarda özledim hep seni
Sana bile haber vermeden
Seni sensiz sevdim ben
İnan çaresizdim bir tanem
Ne yapsamda çıkaramadım seni içimden
Kurtaramadım kendimi
Seni sensiz sevmekten
Oysa biliyorum ki
Kabul olmayacak bir duaydın sen
Bir umuttun belkide hevesimden
Bir arzuydun en güzelinden
Yada daha yazılmamış bir şiirdin
Hep okumak istediğim
İşte gülüm bu yüzden
Sen sensiz sevmeyi öğrendim ben..

Ne YARIN... Ne de DÜN....


Çok zaman önceydi.
O kadar zaman önceydi ki ZAMAN diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına DÜN dedi,
Diğer parçasına BUGÜN,
Öteki parçasına da YARIN...
Sonra fesat karıştı zamana
Ve insan BUGÜNÜ unuttu.
DÜNÜ düşünüp pişman oldu,
YARINLARINI düşünüp telaşlandı;
Ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları
Güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti BUGÜNÜNÜ...
Oysa yarın, bugüne dün diyor,
Dün de bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi.
Bir eliyle YARIN'a,
Diğer eliyle DÜN'e yapıştı.
BUGÜN'ü eline yüzüne bulaştırdı…
Mutsuz oldu insan.
Ve ne GARİP'tir ki YARIN'ın telaşını da,
DÜN'ün pişmanlığını da HEP BUGÜN yaşadı...
Ama BUGÜN'ü hiç YAŞAYAMADI...
Ne YARIN... Ne de DÜN....

Bazen

Bazen, her şeyi akışına bırakmak gerekir. Su akıp yolunu bulsun diye..
Bazen, ağlamak gerekir. Güçsüzlük sananlara inat, rahatlamak için..
Bazen, kimseyi dinlemeyip içinden geleni yapmak gerekir. Mutlu olmak için..
Bazen, susman gerekir. Büyüklüğün sen de kaldığını anlamaları için..
Bazen, görmezden gelmen gerekir. Sonradan olanları görmek için.. …
Bazen, sana değer vermeyenlerin hayatından çekip gitmen gerekir. Tek başına da mutlu olabileceğini herkese kanıtlamak için..
Ve bazen, yokluğunda seni özleyen birilerinin olduğunu bilmen gerekir. Çıkarsız, hesapsız, her ne olursan ol seni ”sen” olduğun için seven birilerinin olduğunu hissetmen için…

Kandırdılar

Yarını yok bugünün ...bugünden öte yarını yok !...yarın ........yok işte !...bugün her an YAŞADIĞIN ...bugün dokunup , sevebildiğin , özlediğin , an ...yarını yok !...bugünün ...Bugün özlüyor , bugün hasretini çekiyorsun , bugün kızıyor , bugün affediyorsun ...yarın değil , yok bugün bakıyorsun resimlere , bugün sarılıyorsun , kokluyorsun , ahhhhhh diye bugün yanıyor ciğerlerin ...Bugün yaşayabiliyorsun !...Yarın yok !...Yarının yok işte !...
.......................
Kandırdılar hep "yarınlar daha güzel olacak " diye ,
Bugün neden güzel olamıyor diyemedik !...
Soramadık hiç , aklımız , yüreğimiz hep yarınlarda esir kaldı !...
Yarın bambaşka bir gün dediler , bugün ?...
Yarın hallederiz , OLACAĞIZ , BİTECEK dediler , bugün ?...
Bugün neden yarından eksik ?...
Sormadık ..."izin istedik hep yarınlardan ...yarınlarda kaldık !...
Bitmedi ömrümüzde yarınlar !...
Yarınlar bitirdi de bugünlerimizi , bizi , beni ...
O hiç bitmedi !...
Yarınlar hiç bir şeyi BİTİRMEDİ !...
Olmadı da zaten o beklenen YARIN !..
"Ayarı kaçmış saatler yapışmış .ömrümüze !..."
Dilimiz yarınlarda , gözümüz , yüreğimiz ...
Esir yarınlara !...
"bugünü de bitirdiğimizi FARK EDEMEDİK !..."
"Fark edemedik bugünü yaşamayı ..hep yarına öteledik Bizi !..."
..........................
Yarınım yok benim ...bugünden başlıyorum ölmeye , bugün bitiyorum , "nefesin" kesildiği an bugün işte !...Bugün "dua" ediyor yüreğim , yarını yok !...Bugün Sen'siz , bugün bensizim ...bugün yokum adım gibi , bugün kayıbım , yarınlar ?...Yok işte !...Yarın dedikçe bugün bitiyor ömür !..."ve hep yarınlara sakladık en gizli , özel "nefesi" ...
"Ömür yarınlara emanet edilemeyecek kadar değerliydi !..."
Bilemedik "değerini !...

2 Ekim 2016 Pazar

Susmalı

SUSmalı sözcükler , SUSmalı yazılan hayat kitabı , bir YALANSIZ nokta koymalı SUSkunluklara ...BİTMELİ okunan satırlar , unutmalı yalansız ...VALLAHİ de UNUTMALI sözleri !...SUSmalı ...okunan satırları BİTİRMELİ !...OKUNMAMALI yalan dokunmuş dillerde ...ÖLDÜRMELİ kelimeleri ...SİLMELİ ...YIRTIP ATMALI , hatta YALANSIZ kalmalı dün !...bugün gitmeli !...bugün ÖLMELİ , YALANSIZ tarafına çevirmeli yüzünü , AMİN demeli YALANLAR ardından !...GİTMELİ ...TERK etmeli beni ...beni bırakmalı bana YALANSIZ !...ben sarılmalıyım , SUStuğum cümleleri yazmalı ...yım !...YALANSIZ ...!...

TEK NEFESİMSİN...

TEK NEFESİMSİN...
Sen yokluğu '' boğazımda düğüm düğüm olurken..
Özlemleri çığlık çığlık olan yürek sesimsin..
Sen " belki " dünyasında " keşke " denen havayı solurken..
'' İyi ki " dediğim TEK NEFESİMSİN..

Askın Üzerine

Ve...düşerken kar taneleri
Aşkın üzerine
Buz tutmuş tüm bedenimle 
Ben seni
Karakış'ın ortasında sevdim
Ayaz vursada dallarıma
Karbeyazı düşler arasından
Baharı müjdeler gibiydi gözlerin
Güneşi görmeden açan çiçeklerim
Kurumuş bir Can'da
Hayat bulurken gülüşlerin
Usulca dokunduğunda tenime yüreğin
Karların arasından bir sana seslendim